LAKABIM VE BEN

Çeşitli yer ve zamanlarda tarafıma merak edilip, sorulan Reis lakabım hakkındaki açıklamamdır... 
Son zamanlarda önüne gelenin, hiçbir hakkı ve vasfı yok iken Reis lakapını kullanması, sömürmesi, ciğeri beş para etmez çakalların elinde ve cemiyetlerde sömürülmesi bizim gibi yıllarca mücadele eden, hatta gerektiğinde kavga edip, yaralanan kişilerin içini acıtıyor, derinden sarsıyor.. 
Nedeni? Üniversite yıllarında ben ve bazı arkadaşlarım, Allah için, kitabımız için, milletimiz için, belli yıllar içinde gece yarılarına kadar mücadele içinde olduk, evet ülkü ocaklarında ayaklarımız kar suları içinde sokak sokak, cade cadde gezdik, yeri geldi ocakta sobayı yakmak için odun taşıdık, çay demleyip, ocağa gelen arkadaşlarımıza çay demleyip ikram ettik, daha sonra sorumluluığumuz ocak yetkilileri tarafından daha da artırılarak, Reis rütbesi verildi, belli bölümlerde, belirli yerlerde sorumluluklar aldık. Yıllar için de ismimi unutur dereceye geldim, onurla aldığım ve taşıdığım Reis lakapı, ismi ve rütbesi ile aşağı Reis, yukarı Reis diye çağırıldım, anıldım. 
Hiç de incinip, gocunmadım, aksine onur duydum, fakat okuldan sonra, yıllar geçtikce, sokaktaki üç beş çapulcunun, anlamını ve manevi manasının ne ifade edip etmediğini bilmeden, bu lakap ile çağırıldığını görünce, yakınlarıma, ismim ile çağırın beni, okul da bitti, bu dava da bu çakalların eline düştü, zaten ben de bu dava içerisinde faal değilim dedim. 
Şimdi görüyorum ki, o günlerde inandığım gibi,bu dava öksüz değil, hak davası yer de değil, yine saygıdeğer, adam gibi adamlar, kardeşlerimiz, abilerimiz bu davaya sahip çıkıyor, bu da beni ziyadesiyle mutlu etti ve bu lakabımızı, ocağın bana verdiği bu rütbeyi ve manasını yeniden gündeme getirmek istedim. Az önce dediğim gibi, bu manevi rütbe ne bir partinin tekelinde, ne de üç beş astım, kestim muhabeti yapan çakalın tekelinde. Bize düşen bu manevi rütbeye ve bununla birlikte yüce davaya sahip çıkmaktır..
Şimdi gelelim baştan beri söylediğim ve açma gereği duyduğum konuya. Reis kimdir? Bu rütbe kim tarafından kimlere verilir? Kimler bu yüce, manevi rütbeyi ve lakabı taşıyabilir? Ne ifade eder? Bu rütbeyi alan kişiler, nasıl yaşamak ve toplum içinde nasıl davranmak zorundadır?
Öncelikle Reis ülkü ocaklarında kullanılan ve ocağın hak ettiğini düşündüğü kişilere verdiği bir rütbedir. Burada Reis diye adlandırılan kişi sorumlu olduğu bölüm veya birimdeki insanların, sevk ve idaresinden, düzgün insan olmaları, hak yolunda olmaları, vatan ve millet sevgilisi olmaları için mücadele eder. Vatan bayrağını en üst noktada gönderde tutmak için en önde hareket eder. Zaman zaman yorulur ama bir küheylan gibi çatlayana dek mücadele eder ve koşar. Konunun netleşmesi açısından örnek verecek olursak, Reis yurtlardan sorumlu olur, bölüm Reisi olur, okul Reisi olur, bunlar ayrı kişilerdir. Sorunlarla ilgilenirler, diğer reisler ile toplantılar yapılır, istişareler olur, sorumlu oldukları bölgelerde anlaşmazlıkların çözümünde adaleti sağlarlar vb.

Reis denilen kişiye ocak bu rütbeyi kolay vermez, o kişide bir ışık görür, liyakat ve fersat görürse verir, zaten bizlerin içinin acıması da bundandır. Liyakatsız, feraset sahibi olmayan, onursuz kişilerin bu adı kullanması.Tabi bir de bu adı taşıyan kişinin toplum içinde de sorumlukları vardır. Şöyle ki; Reis yapacağı işi söyler, söylediğini yapan kişidir. Alçak gönüllüdür, Öğreticidir, eğiticidir, davasını anlattığı gibi ona uygun yaşayandır. Kimi zaman sorumlu olduğu kişilerin önünde kavgaya yürüyen, kimi zaman tebaasıyla birlikte istişare eden kişidir. Reis denilen kişi öncelikle fedakar olmak zorundadır, yeri geldiği zaman bedel ödemeye hazır olan kişidir. Hak yolunda ilerlemek ilk önceliğidir, hangi işi yaparsa yapsın önce hak aklına gelmelidir. Kişileri ve kurumları kendi şahsi çıkarları için kullanan değil, o kişileri koruyandır, kollayandır. Mütevazi olmalı, davasında, şahsi hayatında samimi olmalı ki kişilerin ve toplumun güvenini kazanabilsin, otorite sağlayabilsin. Reis bugünkü bazı çapulcu takımı gibi, şekil yapıp tirbünlere oynamamalı, kendisi olmalıdır. Gücünü Allah, hak mücadelesinden ve arkasında onunla birlikte hareket eden kişilerden almalı. Reis denilen kişi çok okur, okuduğunu anlar, anladığını arkadaşları ve toplumla paylaşır, fikir mücadelesi verir. Ben hayatım boyunca yaptıklarımı, isteyerek ve bilerek yaptım. Yazıma son verirken ülkü ocağı tarafından verilen bu adı almaktan, Reis olmaktan, yıllarca bu dava adına mücadele etmekten onur ve gurur duyduğumu belirtmek isterim. Saygılarımla…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FRİDA KAHLO

İKİ KAŞ ARASINA BEŞ KURŞUN